30 Mayıs 2014 Cuma

SULTANDAĞI (İSHAKLI) TARİHİ

İSHAKLI MER'ALARI- ARAZİLERİ :
İSHAKLI'nın arazileri ve mer'aları Sultan Dağlarından başlayıp,Akşehir gölüne kadar uzanmaktadır.Taşköprü civarından da Üçkuyu sınırına ve yine Akşehir gölüne kadar geniş bir arazi ve mer'aya sahiptir.Taşköprü köyünün
bu arazinin ortasında kurulması ile İSHAKLI'nın arazileri ikiye ayrılmış gibi gözükmektedir.Bu ikiye ayrılma nasıl olmuştur: İSHAKLI Öteyaka mevkii,Taşköprü hüyüğü altında,İshaklı halkından Bermendeli Yorgi,Dimitri ve Yuvan oğluİshak ve Demirkol ailesine ait 1500 dekarlık arazileri bulumaktaymış. Ayrıca Akşehirli Öveğin oğulları Toros,Manav ve Nazar kardeşlere ait araziler de vardır.Yine Küçükyan veledi Vartan'a ait arazi,yine Yorgi ye ait İahaklı da ev,yine Öteyaka mevkii,Taşköprü civarında Arapyan Hayık veledi Artin'e ait arazi bulunmaktaymış İSHAK
LI da mekan tutan bu ermeni ve Rumlar,1.ci dünya savaşı sırasında buralardan göç etmişler,ev ve arazileride hazineye kalmıştır.
Ev'i 1927 tyılında Hacı Aziz oğullarından Mustafa ağa (ŞAHİN) Maliyeden satın almış.Ermenilere ait bir taşınmazı satın alana,ikinci bir taşınmaz mal satılmıyormuş.Esasen Öteyaka Taşkörü hüyüğü altındaki araziyi satın almayı isteyen Mustafa ağa bu araziyi alamayınca,1928 yılında belediye başkanlığı yapan Bayi Mustafa YAŞAR'a Muhtar SIRLI Mustafa FINDIK'a İmam Çakır Hafız Halil ÇELİK'e durumu anlatmış.Bu rum Yorgi ve kardeşlerine ait tarlayı alalım ve Mer'aya katalım.Parasının yarısını ben vereyim,yarısını köylü versin der.Yarı buraya Muhacir verirler arazi-
mizin ortasında köy olmaz,çok zarar görürüz ve yeni kurulacak köy'e buraları mer'a verirler,diğer tarla ve mer'aları-
mızda gider demiş.
-- Muhtar,ağa biz bilmeyiz.Köylüyü toplayalım izah edelim,kabul ederlerse bir şeyler yaparız demişler. Köylü toplan
mış,durumu konuşmuşlar.Toplantıda olanlar,biz parasını verip arazi alacağız Hacazoğlu (Hacı Aziz oğlu) koyunlarını
otlatacak.Hacazoğluna mer'amı alıp vereceğiz diye itiraz etmişler. Hacı Aziz oğlu Mustafa ağa,Berber İsmail DEMİR'
e, -- İsmail toplantıda sen de ol bakalım,şimdi ben gelirsem ters bir şey söylenir sinirlenirim.Sen durumu izah et ve sonucu bana bildir.Demiş ve göndermiş.Berber İsmail DEMİR sonucu kendisine bildirmiş ve demiş ki,
-- Ağa halk istemiyor,Hacaoğluna paramızla otlakiyemi alacağız,diye itiraz ediyorlar demiş.
Günün yöneticileride fazla ilgilenmemişler.Hacı Aziz oğlu Mustafa ağa,20-30 gün içinde 800 lirayı tamamlayıp Bolvadin ilçesindeki Mal Müdürü Esat Bey'e bu araziyi almak için başvurmuş,Araziyi kendi adına almayıp,başkasının
üzerine alayım demişMal Müdürü Esat bey,Mustafa ağa emir geldi,bu arazi muhacirlere verilecek artık satamayız demiş.Hasılı Muhacirler gelmişHacı aziz oğlu günün yöneticilerine,geliniz üst makamlara söyleyelim ve bu göçmenleri İSHAKLI içerisine iskan ettirelim,kendilerine yardım edelim,ev yapımlarında kolaylıklar sağlayalım,Taşköprüye gitmesinler,bu ailelere tarla verilirse bile,orada çalışıp burada otursunlar demiş.Demişte ha-
cı Aziz oğlunun sözü olmasında ne olursa olsun diyenlerin isteği ağır basmış ve Taşköprü köyü kurulmuş. 3750 dekar arazi ölçülmüş köye Mer' ve köylüye arazi olarak verilmiş.
Şimdi şöyle düşünebiliriz .Hacazoğlunun sözünü dinleselerdi,hem İSHAKLI'nın nüfusu çoğalırdı.Hem gelen göç-
menlerin,çoğunluğu sanatkâr olduğu için,İshaklıdaki sanata katkıları olurdu. Hem Taşköprülü Ahmet Usta değirme-
ni İSHAKLI'ya kurar ve belki ileriki yıllarda bu değirmen un fabrikası olurdu.Hem Mer'a ikiye bölünmez ve geçmişte
Taşköprü ile aramızdaki sürtüşmeler olmazdı.
Nüfus artmaya başlayınca,büyük küçük sözü de dinlenmeye başlanır,Belediye yasasından önce gereken tedbirler alınır ve 1930 yılında da belediyelik kalkmamış olurdu.

Şimdilerde bazılarının Hacazoğlu'nun koyunları Öteyaka dan çıktımı,ekin,dikin,bağ,bahçe demez,yollardan ve boş tarlalardan gitmez,dümdüz önünde ne varsa koyunlarına yedirirdi diyenler,Hacazoğlu'nun dediği o tarlaları alsa
lardı,Ağa sana otlakiye aldık,bizim ekinlere,bağ ve bahçelere koyunlarınla zarar verme deyebilirlerdi.Dümdüz,ekin,
dikin,bağ,bahçe demeden koyunlarını otlatırdı demek ağır bir sözdür.Hacazoğlu'nun hiç mi akrabası,dayısı,halası,
amcası yoktu ve akrabalarının da hiçmi arazileri yoktu da,koyunları ile gelirken nasıl o arazileri,bağ ve bahçeleri ayırıpta ötekilerin yerlerine zarar v erecekti.
İnsan düşünüyor.Halen şeytan kapısı açık mı diye ? Bu Mer'a olaylarını anlatan ve benimde bu konularda bilgi edindiğim,bir el yazısı mektup Merhum İsmail ŞAHİN tarafından,ölümünden bir süre önce yazılarak,ileride gerekli olur düşüncesi ile ve ben Yüksel ÖZDEMİR'in de bu konularda kitap derlemesi yaptığımı bildiği için verilmiştir.Mek-
tup el yazısı olarak bendedir.(İsterlerse Çocuklarına verebilirim)

Örenler Mevkiinde Mezarlık tapusu 65 dekar. Demiryolu altı Karacayer mevkiindeki Mer'a 1441 dekar, Demiryolu altı Çotur Çiftliği önündeki çayırlık 57 dekar, Hüyük yanındaki Kerpiçlik 12 dekar,Demiryolu altındaki Hüyük'ün tepe
si 13 dekar,Öteyaka Damların yanında 28 dekar arazi ve mer'alar belediye adına tapuları Yüksel ÖZDEMİR tarafından alınmıştır.

SULTANDAĞI (İSHAKLI)
JEOLOJİ : Bölgede görülen jeolojik formasyonlar,peleoozoik,mesezoik kuaternere aittir.
PELEOZOİK : Şistlerden ibaret olup,Güneydoğu-kuzeybatı yönünde geniş alanı kaplamakta ve en altta bulunan
eski temeli teşkil etmektedir.Bu şistleri esas olarak Sultan dağlarının akar sularla aşınmış vadileri içinde tabakalar
halinde müşâhade mümkündür.Bunlar koyu renkte sathen pek derin olmayan yarık ve çatlak sistemleri olan,permeobilitesi çok zayıf formasyonlardır.
MESOZOİK : Mesozoik kalkerler Sultan dağlarının yüksek kısımları ile Hacı Alabaz dağlarını tamamen kaplamaktadır. Kesif gri renkli ve kristalize olan bu kalkerler,yarık ve çatlak sistemlerini kapsar.300 metre kalınlığa sahiptir.
KUATERNER:Akşehir depresyonunun kuzeybatıya devamını teşkil edenİSHAKLI ovası,Emir dağları ile Sultan dağları
arasında yer alıp,tektonik çöküntünün NW SE yönündeki bir kısmını teşkil etmektedir.Çok geniş alanları kaplamış bulunan alüvyon teşekküller,esk, alüvyon (Çakıl,Kum,killi) malzemeden ibarettir.Alüvyonlar dere ve çay yatakları
ile ovayı tamamen kaplamış bulunmakta ve sel konileriyle birlikte,yeraltı suyu temini bakımından en önemli formasyondur.Saha birinci derecede DEPREM bölgesindedir.
SULTAN DAĞLARI :
Akdeniz ve İç Anadoluyu ayıran göller yöresindeki dağ sırasıdır.Uzunluğu 100 Km.den fazladır.Doğusunda Eber ve Akşehir gölleri,batısında Eğirdir ve Beyşehir gölleri vardır. Sultan dağlarının tepeleri olan,Hacı baba tepesi 2481
metre,Hacı Alabaz dağı tepesi 2341 Mt.Toprak Tepe 2519 Mt.ve 2580 Mt.Karadağ 2115 Mt.Kızıltepe 2210 Mt.
Sultan dağlarından Güneye doğru gittikçe Erenler dağı ve Alaca dağlar yükselir ve devam eder.Bu iki dağ volka-
nik kütledir. Sultan dağlarında birinci zaman (Peleozoyik dönem) dan başlayarak,ikinci zamana kadar oluşmuş tortul kayaçlar bulunur. Orman örtüsü yok edilen ve doğal bitki örtüsü çalılardan ve meşelerden oluşan Sultan dağlarının,Çay ve Sultandağı ilçelerinde 1958 yılından itibaren eteklerine ÇAM ormanları dikilmeye başlanmış ve 20
yıl bu dikim işi devam etmiştir.Doğancık (DORT) köyü yöresinde büyük çam ormanları yetişmiştir.Sultan dağları muhafaza ormanı olarak korumaya alınmışsada ve bu dağlara keçilerin girmesi yasak edilmişsede,vurdumduymazlık devam ettiği için,her yıl bu dağlara Antalya yöresinden gelen yörüklerin,3-5 bin civarındaki keçileri bu dağlarda en az 6-7 ay süre dururlar.Sultan dağlarının Yalvaç yöresinede bir kaç yıldan beri çam ormanları dikilmeye başlanmıştır.Bu dağra avlakmak bile yasak edilmiştir.
Sultan dağları genç dağlar olduğından.arazi örtüsü tamamen toprak ve kayaçlardan oluşmuştur.Dereçine kasabasında halen erozyon çalışmaları bazen yapılmaktadır.

EMİR DAĞLARI :
İç Anadolu ve İç batı Anadolu sınırında,Afyonkarahisar İl'i topraklarındaki,Emirdağ ilçesinden başlayıp,Koya ya doğru devam eden dağlardır.Emirdağ ilçesi sınırları kısmında bitki örtüsü bulunmaktadır.Diğer kısımlar neredeyse tamamen çıplak dağ kümesidir. 1989 yılından itibaren ilçemize bağlı Karapınar ve Üçkuyu kasabası dağlarına çam ormanı dikilmiş ve oldukça iyi sonuç alınmıştır. Yellibel tepesi 2070 Mt.Emiroğlu tepesi 2307 Mt.dir. Emir dağlarının
kütlesinin yapısında billurlu şistler,birinci zaman kıvrımlı tabakaları,arada andezit ve bazalt yer alır.Dağın atak kesimlerinde dağınık meşe ve ardıç çalılıkları görülür.İlçemiz hudutları içerisinde,Tınaztepe,Bölükkaya,Karaçat,Tekmezar,Tosbağalı tepeleri bulunmaktadır.

AKŞEHİR GÖLÜ :
960-970 Mt.yüksekliğindedir.332 Km.kare yüzölçümü bulunmakta,Sultan dağlarından inen dereler ile Eber gölü kaynağından beslenmektedir.Son yıllarda bu bölge mevsim normalleri altında yağış aldığı için,1988 yılından itibaren Eber gölünden,Akşehir gölüne su gelmemektedir. Suyu tuzludur.
Dördüncü zaman ve öncesi bu göl,Eber gölü ve Alvar gölü ile bir bütün göl imiş.Alvar gölü Çay ilçesi ile Çobanlar ilçesi arasında olup eski Türkiye haritalarında görülmektedir.Bu göl şimdi kurumuştur.
Akşehir gölü önemli bir göldür.Gölün üzerinde çok önemli bir hava akımı bulunmaktadır.Uçaklar bu hava akımı-
nı bozmamak için göl üzerinden dikkatli geçerler.Bu hava akımının tesiri ve Göl'ün verdiği nem bu yörenin meyva-
larını geceleri serin ve canlı tutmaktadır.
Göl,1879,1928,1935-37 yıllarında kurumuş,1938 den itibaren yeniden dolmuştur.2007-2008 yıllarında yeniden kurumuş ve 2009 da tekrar su çoğalmaya yüz tutmuştur.
Ankara Üniversitesi Jeoloji kürsüsünden,Prof.Nizamettin KAZANCI bu göl hakkında 1993 yılında Akşehirde top-
lantı yapmışlardır.Toplantıda gölün içinin temizletilip,tabanına çakıl ve kum atılmasını ve iç turizme açılmasını öner-
miştir.Ayrıca dere sularının önünün,dozerlerle açılmayıp göle gelen suların hızla akmasının ve bulanık vaziyette gelmesinin önlenmesini önermişlerdir.Kamış biçiminin,gölün dışından içeriye doğru değil,içeriden dışarıya doğru biçilmesinide önermiştir.Göle akan bulanık sular,göl ortasında bir kum adacığı meydana getirmiş,gölün dalgaları
ile bu adacıktaki ince kum taneleri gölü sürekli bulandırıp,zemindeki su gözeneklerinin kapatılmasına neden ol-
maktaymış.Sultandağı ilçesi ile Akşehir ilçesinin birlikte bir vakıf kurmalarını ve göl'ü kurtarmalarını söylemişlerdir.
Bu göl bataklık haline gelirse bu yörede kesinlikle mevsim değişikliği olacağını ve halkın mağdur olacağını söylemişlerdir. Göl Tabiat ve Kültür varlıklarını Koruma Kurulunca SİT alanı ilan edildiğinden,bu gölde kuş avlanması ve göl suları çekildikçe çevresindeki mer'aların sürülmesi,kamış köklerinin yakılması yasaklanmıştır. Tarla sahipleri bile arazilerini sürebilmek için bu kuruldan izin almak zorundadırlar.Bu Mer'aları sürülmesini önle-
mek,Sultandağı,Akşehir ve Yunak Kaymakamları ve Mal Müdürlükleri ve yerel yönetimlerinin görevlerindendir.
İstanbul da kurulu olan Türkiye Doğal Hayatı Koruma Derneği,Akşehir gölü hakkında şu bilgileri vermektedir.
Rakım 960 mt. Alanı 353 Km.kare,maksimum derinlik 7 Mt.Suları tatlı,organik maddelerce zengin,ötrofik bir göldür.Kuzey kıyıları dışında,gölün tüm kıyıları 1-2 m.genişliğinde çok sık kamış ve sazla,göl içindeki aynalar ise
nilüferlerle kaplıdır.Kuzey tarafı genellikle çıplaktır.Güneyde ise,(yani Sultan dağları tarafı ) geniş meyva bahçeleri bulunur.Batı ve doğu kısımları ise tarım alanları ile çevrilidir.Gölde balıkçılık yapılmaktadır.

Akşehir'in atık sularının göle verilmesi,çeşitli fabrikaların atıklarının Eber gölü aracılığı ile bu göle gelmesi kirliliği
arttırmaktadır.(1988 yılından itibaren Eber gölünden,Akşehir gölüne su gelmediği için kirlilik oranı düşmüştür.Yöre-
de saz kesimi çok yaygındır.Kesilen kamışlar Çay ilçesindeki SEKA kağıt fabrikasınca alınmaktaydı.SEKA kapatılmış ve satılmış olup fabrika tamamen sökülmüştür.Şimdi kamışlar ihraç edilmektedir.Kuluçka zamanında da devam eden kesimler ve kesim yapanların,kuşların yumurtalarını toplamaları yüzünden,yuvalar ve kuşların üremelerine zarar verilmektedir.Göl ve çevresinde aşırı avlanma vardır. İlçe Jandarma Komutanlığınca avcılar ve sit alanına zarar verenler sıkı takip altına alınmaktadır.
Bölgede kuluçkaya yatan kuşlardan sayılabilenler : Tepeli Batağan en az 150 çift,Kızıl Boyunlu Batağan-Kara Boyunlu Batağan-Küçük Karabatak en az 7 şer çift, Balaban enaz 2 çift, Küçük Balaban enaz 100 Çift, Gece Balıkçılı-Alaca Balıkçıl-Küçük Akbalıkçıl-Erguvan Balıkçıl-Çeltikçi-Saz Delicesi,Kızıl Bacak,Sumru-Gülen Sumru, enaz 50 şer çift, Bıyıklı Sumru enaz 25 çift, Kara ve Akkanatlı sumru örnek verilebilir. Ayrıca Deniz Kartalı eskiden bölge-
de kuluçka kuşuyken,artık sadece kışın gölde gözlenebilmektedir.Göl kıyılarında ve içinde çok geniş ve sık olan sazlık alanlar,kuş sayımlarını zorlaştımaktadır.Bu yüzden kışın görülen su kuşları konusunda veri açığı vardır. Ak Kutan (Kasımda Maks.900) Sakarca Kazı (Ocakta Maks.29850) Boz Kaz (Kasımda Maks.10.000) Ocakta Maks.2850
olup bölgede kışın gözlenen türlerdendir.
Eğer göl seminerde konuşulduğu gibi,temizlensin iç turizme açılsın ve gölde avlanma tamamen dursun bu göl bu çevrenin turizm ve kuş meraklıları yönünden en büyük geçim kaynağı olmaya adaydır.Akşehir belediyesince
gölün kurtarılması için bir birlik kurulmuştur. Üniversitede bu hakkında çalışmalar devam etmektedir.
EBER GÖLÜ :
Türkiyede çıkan ansiklopedilere göre,Eber gölü 967 Mt.yükseklikte ve 125 Km.karedir.Bu gölün suları tatlı olup arazi sulamasında kullanılabilir. Eber gölü eskiden tabii kanalla Akşehir gölüne akardı.Bu göle Afyonkarahisar, Çobanlar,Çay ve Bolvadinden gelen atık fabrika suları ve diğer pis sular akıtıldığından yüksek derecede kirlenme
olmaktadır. Eber gölüde KONYA Tabiat ve Kültür Varlıklarını koruma Kurulunca SİT alanı ilan edilmiştir. Bu karara göre,gölde her türlü avlanma yasaktır. Eber gölünü Çay-SEKA fabrikası 99 yıllığına kamış havzası olarak kiralamıştı.
İlçemiz hudutları içindeki Yakasinek ,Yeşilçitlik ve Üçkuyu kasabası ile,Taşköprü,Yenikarabağ,kıca,Dereçine ve ilçe
halkından bir kısım insanlar ,gölden Kamış biçip zorunlu olarak SEKA'ya satmakta idiler.SEKA kapatılınca şimdi Kamışlar ihraca satılmaktadır.İzinziz kamış biçmek ve taşımak ve satmak yasaklanmıştır.
Bu gölün çevresinden de suların çekilmesiyle Mer'alar çıkmıştır.Bu meraları sürenleri de yine esas yetkililer değil köy Muhtarları mahkemeye vermişlerdir. İstanbul Doğal Hayatı Koruma Derneğinin Eber gölü hakkında verdiği bilgi:
Rakım 967 Mt,alanı 52 ile 176 Km.karedir.(Su düzeyine bağlı olarak değişkendir)Maksimum derinliği 3 metredir
Gölde sazlıklar ve kamışlıklar çok boıl olup,göl içinde yüzen adalar vardır. Göldeki aynalar ve kanallar yaklaşık 100 hektardır.Bu kanallar kayıkların girebilmesi için çalışanlarca açılmıştır.Suları tatlı olan göl organik maddelerce zengin su altı flora ve faunasıyla ötrofik özelliktedir. Akarçay ile batıdan beslenerek,bir kanalla Akşehir gölüne açılı-
lır.(Bu tabii kanalda şimdi su yoktur.Kanalın önü baraj kapağı ile kapatılmıştır.)
Gölün çevresinde tarım yapılmaktadır.Saz ve kamış kağıt üretiminde ve hasır eşya üretiminde kullanılmak üzere kesilmektedir.Son zamanlarda kamışlar ihracatçıya satılmaktadır.Balıkçılık bir diğer etkinliktir.Göl özellikle Sazan ve Turna balıklarınca zengindir.Şimdi olmamakla beraber tatlı su kerevitide yıllarca avlanmıştır.Çevreden ge-
len atıklar ile göl fazlaca kirlendiğinden,kirliliğe çok hassas olan Kerevitler hastalıktan ölmüşlerdir. Bölgede aşırı avcılık yapılmaktadır.Üreme döneminde saz kesimi ve sazların yakılması,yumurta toplanması,kuluçka kuşlarına ve yuvalara büyük zararlar vermektedir.Gölün ,çlerine sık sazlıklar nedeniyle ulaşılamadığı için ornitolojik veri açığı vardır. Yöredeki kuluçka kuşlardan : Küçük Karabatak,Küçük Balaban,Gece Balıkçılı,Alaca Balıkçıl,Küçük Ak Balıkçıl,Erguvan Balıkçıl,Çeltikçi,Çıkrıkçın,Kepçel,Pasbaş,Dalağan,Dikkuyruk,Saz Delicesi,Uzun Bacak,Kocagöz önemli örneklerdir. Bölgede kışı geçiren su kuşlarından :
Sakarca Kazı (Maks.2700),Fiyo (Maks.10.000),Çamurcun (Maks.2580),ve Kızıl Ördek (Maks.1420) örnek verilebilir. Son yıllarda su düzeyinin düşük oluşu nedeniyle gözlenen türlerde azalma olmuştur.Ayrıca Büyük Orman Kartalı da kışı gölde geçiren yırtıcılardandır.
Göl sularının tatlı olması ve arazi sulamasına elverişli bulunması nedeniyle,Devlet Su İşlerince sulama projesi hazırlanmıştır.Projenin adı Eber-Akşehir sulama projesidir. Bu projeye göre Sultandağı ve Akşehir ovalarının sulan-
ması düşünülmüş ve proje kapsamında,büyük su kanalları,sulama kanaletleri ile tüm Sultandağı ve Akşehir ovası
örülmüştür.Bu sulama ile Yeşilçiftlik,Sultandağı,Yenikarabağ,Üçkuyu ve Akşehir'e bağlı bazı köy ve kasabaların arazileri sulanabilecekti.Göldeki suların azalması bu sulama projesinin atıl beklemesine neden olmuştur. Eber gölü-
nün sularının 958 rakımından fazla düşürülmemesi ile bu arazilerin sulanması planlanmıştı.
1987 yılında TRT kurumunca,ilçemizde SULTAN DAĞI isimli bir belgesel hazırlanmıştır Bu belgesel ile Sultan Dağları,buradaki eroyon çalışmaları,Eber gölü ve bu gölün güzelliği,Akşehir gölü ve bu gölün önemi,Sultadağı (İS-
HALI) ilçesindeki tarihi yerler ile yörenin meyvacılığı gösterilmiştir.
Eber gölüİç Anadolu bölgesinin önemli ve çok güzel bir gölüdür.Güzelliği tıpkı ABANT gölünü andırmaktadır.
Bu gölün sulamada kullanılabilmesi için,ya gölün suları çok yükselecek ya da bu göle büyük motopomplarla Sakarya nehrinden kış aylarında su verilecektir.Böylece göl su ile doldurulacak,bu şekilde ne göl ve nede içindeki kamışlar zarar görecek nede Eber-Akşehir projesi atıl bekleyecektir.Bu çevre halkıda zenginleşme yolunda adım atmış olacaktır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder