30 Mayıs 2014 Cuma

SULTANDAĞI (İSHAKLI) TARİHİ

DEVLET SALNAMELERİNDE İSHAKLI :
Milâdi 1848 tarihli Devlet Salnamesinde Konya livası şöyle yazılmıştır :
KONYA maa nevahii Sille ve Hatunsaray, NahiyeiEsbkeşan namı diğer Atçeken, Sultaniye Maa Karapınar namı diğer eskiil, Maa Akçeşehir ve Derbendi Hotan,Ereğli,Karaman,Maa Bayburt ve Derbanı Pekdik veÇıyan.Kureyş Maa Divle,Özükureyş,Larende namı diğer Karaman,Gafriyyad namı diğer kasabai Mahmutlar,Belviran,Aladağ,Pirlavganda namı diğer Hadim, Bozkır, Seydişehri,Beyşehri,Kırili namı diğer Behram köyü,Kaşuklu namı diğer Yenişehir,Göciyan ya Göçei ve Sağir namı diğer Fazıllar,Saidili Maa Ladik,Ilgın,Doğanhisar Maa Argıthanı, Akşehir, İSHAKLU, İnsuyu, Turgut aşireti Sarıkeçilü.Devlet Salnamesi sene Hicri 1265, S.76.
Milâdi 1854 tarihinde Konya'nın 25 kazası vardır ve İSHAKLI görülmemektedir. Yine M.1867 ve M.1869 tarihli Devlet Salnamelerinde Konyanın kazaları sayılırken İSHAKLI'nın yazılmadığı görülmektedir.
Demek ki, M.1854 yılından itibaren, İSHAKLI, Bursa Eyaleti Afyonkarahisar sancağına bağlı bir kaza olarak yer değiştirmiştir.
Osmanlı arşivlerini okuyan, Bolvadinden Anadolu Lisesi Müdürü Muharrem BAYAR'ın bizlere verdiği bilgi ve arşiv vesikalarında İSHAKLI, Karahisarı Sahip sancağına mülhak İSHAKLI diye geçmektedir. 16 Haziran.1868, Hicri 1.Zilkade.1282.
Yine Muharrem Bayar'ın çevirdiği arşiv vesikalarına göre, bir mahkeme ilâmında, İSHAKLI Kadısı Ahmet efendinin kararında, Karahisarı Sahip sancağı, İSHAKLI Kazası diye geçmektedir. Hicri .Şaban.1284 M.Nisan.1868.
Yine Muharrem BAYAR'ın çevirilerindeki bir Mahkeme dilekçesinde İSHAKLI Kadısı (Naibi) Süleyman efendidir.  Dilekçede, Karahisar'ı Sahip Mülhak İSHAKLI Kazası diye geçmektedir. Hicri 1284,M.Mart.1868.
1865 yılında belediye de olan ishaklı gelişmeye başlamış, çevreden ve diğer kazalardan sanatkar ve tüccarlar İSHAKLI'yı önemli bir yer haline getirmişlerdir.
1900 milâdi yıllarında Anadolu-Bağdat demiryolunun geçmesi ile de İSHAKLI önemli kaza merkezlerinden olmuştur.  İSHAKLI ya Şarki Karaağaç tan gelip yerleşen, Helvacılar namı ile anılan (Şimdiki Ali ÇINAR'ın dedeleri) Hüsam Zade Ahmet ağa ve Ali ağalar İSHAKLI'da pekmez, tahin ve helva üretimi yapmışlar ve çevre kazalara satmışlardır.  Çevre köy ve kazalardan, Afganistan'dan, İrandan, Türkistan dan gelip yerleşenler olmuş ve İSHAKLI büyümüştür.
İSHAKLI efsanesine göre veya başka nedenlerle, sen ben kavgası başlamış, ayaklar baş, başlar da ayak olmuşki, İSHAKLI'nın idaresi bozulmuş, vakıf mallar kapanın elinde kalmış, ölürken vasiyet yolu ile malını vakfa bağışlayanların tapuları, Vakıflara (Evkaf) idaresine verilmemiş ve vasiyeti alanların üzerinde kalmış, hasılı işler bozulmuş, İSHAKLI ya bağlı köylere kimse bakmamış, Yakasenek, Deresenek, Eber, Gedil, Mandıra köyleri ÇAY nahiyesine bağlanmıştır.  Memleketin ileri gelenlerinin sözlerine kimse kulak asmamış, (29.Mart.2009 dan önceki gibi, Halkbank, As.Şb., T.M.Ofisi ve 2009’dan sonar da Adliyenin gittiği gibi) halkta her nedense hiç sesini çıkarmamıştır.
Bu yıllarda büyük depremler olmuş, salgın bir hastalıkta meydana gelmiştir.  Ayrıca Osmanlı Devletinin sık sık harplere girmesi ile de İSHAKLI daki erkeklerinde bu durumda askere alınmaları sonucu ve huzursuzluktan bıkan halkın, ilim ve bilim adamlarına, ileri gelenlere kıymet vermediğini gören, bir çok ailede İSHAKLI'yı terk edince hızla nüfus azalmıştır.
1885 Miladi yılında, İdarei Umumiyei Vilâyet Nizamnamesine göre, nüfus azalması sonucu, idari teşkilatta değişiklik yapılmış ve İSHAKLI'dan kazalık kaldırılmıştır. Ve nahiye olmuştur.
1907 tarihindeki Hüdavendigar (Bursa) Vilayeti Salnamesine gore İSHAKLI, Karahisar'ı Sahip (Afyonkarahisar) sancağının, Bolvadin kazasına bağlı Nahiye (Bucak) olmuştur.  Ancak belediyelik devam etmiştir.

KURTULUŞ SAVAŞI DÖNEMİ :
Kurtuluş savaşı öncesi göç yaşayan İSHAKLI'nın nüfusu iyice azalmıştır.  1.ci dünya harbi sırasında İSHAKLI da bulunan yerli Rum ve Ermeni tüccarlar da buraları terk ederek sahillere göçmüşlerdir.
Kurtuluş savaşı sırasında İSHAKLI da askeri karargâh bulunmaktadır.  Karargâh Hacı İsmail'lerin evine konulmuştur.  En uygun ev olarak bu ev bulunmaktadır. Kurtuluş savaşı sırasında askerler Afyonkarahisar cephesine giderken bu cephenin sorumluluğu, O tarihte yedek Subay olan Dereçineli Mehmet Emin KANDEMİR'e verilmiş, bu komutanca askerliği gelenler, askere sevk edilmiş,  İSHAKLI ve çevresinden, idari işlerden, asker kaçaklarından sorumlu tutulmuştur.
Rahmetli Mehmet Emin Kandemir'in bana anlattığına göre, tedbir olarak ve verilen emir gereği düşman gelirse yararlanmasın ve zaman kaybetsin diye tarihi TAŞKÖPRÜ (Şimdiki Taşköprü köyündeki, Köprü) yü dinamitletip geçit vermez hale getirdiklerinden bahis etmiştir.  Askerden kaçanlar olursa ikna edip geri cepheye göndermiştir.
Türkiye'deki her aileden olduğu gibi, İSHAKLI dan da ,Yemen de, Çanakkale de, Galiçya da, Allahüekber dağlarında ve kurtuluş savaşında, her aileden bir veya bir kaç kişi şehit verilmiştir.  İSHAKLI ve çevresinde şehit olmayıpta dönen bir çok savaş gazisi bulunmaktadır.  İshaklı'lı Dillinin Ömer KILINÇ'ın hem Çanakkale, hem de kurtuluş savaşı madalyaları vardır.  Kendisi topçu askeridir.
Bu ülkenin sokakta bulunmadığını göremeyen, yıkıcı ve bölücüler, Nüfus kütüklerine baksınlar.  Her ailede ne kadar erkek çocuk varsa neredeyse, o kadar şehit verildiğini göreceklerdir.  Ülkemizin insanları, hiç bir ırk ve Milliyet farkı olmaksızın, hiç bir mezhep ve din farkı olmadan bu vatanın kurtulması için, canla başla çalışmışlar ve şehitler vermişlerdir.  Yaralı ve sakat olarak gazi olmuşlardır.  Askere gidemeyenlerde, askerlerin yiyecek, giyecek, cephane v.s. her türlü giderlerine katkılarını eksik etmemişlerdir.
Savaştan sonra, nahiye merkezliği ve belediye İSHAKLI da devam etmiştir.  Ayrıca Kadı'lıkta bulunmaktaydı.  Cumhuriyet kurulduktan sonra Kadı'lık, Hakimliğe dönüştürülmüş ve İSHAKLI da Sulh Hakimliği görevi devam etmiştir.  Yani tam teşekküllü bir Nahiye merkezidir.
Milli Eğitim Eski bakanlarından Hasan Ali YÜCEL'in oğlu Sait Ali YÜCEL 1928 yılında İSHAKLI da Nahiye Müdürlüğü görevi yapmıştır.
İSHAKLI da görev yapan Hakim Mustafa Lütfi ÇAM, 1930-1934 yılları arasında görev yapmıştır.  Burada evlenmiş ve Akşehir den bir hanım almıştır.  İSHAKLI dan LİCE'ye tayin olmuş, oradan da PALU'ya gitmiş ve emekli olarak İzmir'e yerleşmiştir.
İSHAKLI da görev yaptığı zaman içerisinde, bir çok çeşmeyi ve çeşmelerin su yollarının tamirinde önderlik yapmıştır.  Hakim çeşmesi denen bir çeşme yaptırmıştır.  Bu çeşme Ova Yolunda (LINLIN MEVKİİ) dır.  Zaman içinde bu çeşme akmaz olmuş ve yeri kaybolmuştur.  Suyu Pınarlıdan götürülmüştür.
Aslen SELÂNİK göçmeni olan Mustafa Lütfi Bey, İSHAKLI da halka önderlik yapmış, onları uyarmıştır.  Hakim çeşmesi denen çeşmeyi de kendi cebinden masraf ederek yaptırmıştır.
Oğlu Mülkiye Müfettişi İhsan ÇAM, hem Müfettişliği sırasında görevli olarak, hemde emekli olduktan sonra, ilçemize gelmiştir.  Son olarak 2009 yılı Mayıs ayında eşi ve kızı ile ilçemizi ziyaret etmişler.  Bu arada da bu kitabın yazarı Yüksel ÖZDEMİR'le de sohbet etmişlerdir.  Kendilerine babalarının buradaki bir hatırasını naklettim.  Rahmetli Hüseyin ŞEKER'den öğrendiğime göre konu şöyledir.
"Hakim bey bayramlarda, çocuklar evine gelip, elini öpüp bayramlaştıklarında para verirmiş, Hüseyin ŞEKER o günlerde 8-10 yaşlarında imiş.  Bayramda Hakim beyin elini öper parayı alır, dışarıya çıkar, birde ceketsiz gelir parayı tekrar alır, sonra tekrar başkasının ceketini giyer tekrar gelir ve para alırmış.  Sonunda Hakim bey onu tanımış ve seni şeytan seni beni kandırıyorsun demiş ve bir daha yapmamasını tavsiye etmiş" Bu konu oğlunu çok duygulandırmıştır.
1923 lerden sonra, İSHAKLI'daki günün yöneticilerinin sürtüşmeleri demek ki savaştan sonra da bitmemiş,sürtüşme yüzünden ilçelik kaybedilmiş,sıra belediyeliğe gelmiştir.1930 yılında belediye kanunu çıkınca,İSHALI'nın nüfusu da 2000 den az olduğu için belediyelikte kaldırılmış ve nahiye kalmak kaydı ile İSHAKLI Muhtarlıkla idare edilmek durumunda kalmıştır.Bu durumda Nahiyelikte küçülmüş ve 1934 tede Sulh Hakimliğide kaldırılmıştır.
Ne hazindir ki, o tarihlerde Yunanistan ve Bulgaristan dan mübadele ile göçmenler gelmektedir.  İSHAKLI'nın yöneticileri TAŞKÖPRÜ köyünü ovanın ortasına kurduracaklarına, bu göçmenleri İSHAKLI'nın içerisine yerleştirirler hem nüfusu çoğaltırlar, hemde gelenlerin önemli kısmı zanaatkâr olduklarından, İSHAKLI bir zanaat erbabı kazanırdı.  Ayrıca nüfus çoğalır ve belediyelikte kaldırılmazdı.Bir örnek verecek olursak,Taşköprü'ye yerleşen Değirmenci Ahmet usta,değirmenini İSHAKLI da kurar,şehirde olunca da belki ileride bu değirmen Un Fabrikası haline getirilebilinirdi.
Çay ilçesi, 1930 yılında bizim gibi nahiye idi ve belediye orada da vardı.  Çay eskiden kaza olmadığı halde, nüfusunu çoğaltmış, göçmen mahallesi kurmuş, köylerden göç getirmiş ve nüfusu 2000 in üzerine çıkararak belediyeliğin kaldırılmasını önlemiştir.  Bugün bir belediyenin devletten 100-120 bin lira (MİLYAR) geliri olsa, İshaklı 25 yıl muhtarlıkla idare edildiği için Çay ilçesi ile arasında 3 milyon (3 Tirilyon) liralık yatırım eksikliği bulunmaktadır.  Para fark etmez ama 25 yıllık yatırım eksikliği büyük kayıptır.  Bolvadin deki HORAN parkı ile ÇAY daki Çağlıyan parkı 1930 lu yıllardan sonra yapılmış ve oralarda, İSHAKLI'larda imece şeklinde çalışmışlardır.  Eski Muhtar defterlerinde çalışanların isimleri yazılıdır.  Binlerce yevmiyedir.  İSHAKLI 1955 yılında o günün muhtarı Abdil Özdemir’in gayretleri ile ancak belediye olabilmiştir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder