30 Mayıs 2014 Cuma

SULTANDAĞI (İSHAKLI) TARİHİ

BİR ATASÖZÜ İLE İLGİLİ RİVAYET:
"Gelin At'a binmiş ya nasip demiş" Türk Dil Kurumundaki söz
"Gelin At'a binmiş,kimin kapıya demiş" İSHAKLI daki söz."
Burada bir rivayet, anlatmak yerinde mi olur ? Bilemiyorum.Kimseyide incitmek niyetinde değilim.Yanlış anlaşılmasını da istemem.Olay tamamen İSHAKLI da geçmiş ve halk arasında anlatıla gelmektedir.
İSHAKLI daki Hacı Aziz (hacazoğlu) oğullarına Şahan oğullarıda denirmiş.
"Hacı Aziz ağanın babası Abdil ağa genç bir kişi iken,evlenmek üzere bir kıza nişanlanmış,fakat aynı kızı Akşe-
hir deki meşhur Mütesellim Çakır ağanın İSHAKLI daki akrabaları,Hacı İsmaillerden bir gençte istermiş.Önce Abdil ağa tarafı istediği için,öbür taraf kızı isteyememiş.Bu kızı kendilerininde istediğini Çakır ağayada söylemişler.Düğün
başlamış,yenmiş,içilmiş ve kız Abdil ağaların ev'ine gelmek üzere At'a bindirilmiş (Eskiden düğünlerde gelin At'a bindirilirdi.Şimdi bazı köylerde bu gelenek halen devam etmektedir.) Tam bu sırada Çakır ağa Akşehirden İSHAKLI ya gelmişve gelinin bindiği at'ın başından çekerek,gelin hanımı,kendi akrabası olan gencin evine indirmiştir,bu duruma çok üzülen Abdil ağanın gözlerinden yaşlar boşanmış,bu durumu gören ileri gelenler ve İSHAKLI Belediye başkanı Hacı Seyfettin bey,araya girmiş,oğlum Abdil efendi üzülme,dünya hali,böyle şeylerde olabiliyor,ben sana kendi kızımı vereyim demiş.Aynı gün,bu durum Çakır ağaya da söylenmiş,Çakır ağa da,durumun ilerideki vahim sonuçlarını görerek,böyle bir şeye çok sevindiğini beyan ederek yardımcı olacağını söylemiştir. Çalgı Hacı Seyfettin Beyin evinin önüne getirilmiş ve kızına gelin elbisesi giydirilip at'a bindirmişler.Yeni gelini davul ve zurna eşliğinde Hacı Azizlerin Abdil ağanın evine getirmişler ve evlendirmişlerdir.
Böylelikle Belediye Başkanı Hacı Seyfettin Bey,Hacı Aziz oğulları ile dünür olmuştur.Hacı Aziz oğulları,Hacı Seyfettin Beyin bu yaptığı evliliğe nişane olarak torunlarından birisine Seyfettin ismini vermişlerdir.
Hacı Seyfettin'in evi,çavuş çeşmesi arkasında,şimdikiYakup KAYA'nın evinin olduğu yerde imiş.Ev duvarlarında bulunan kesme taşlar bu evden kalma taşlardır.
Böyleleikle bir atasözünün nereden geldiği burada açıklanmış olmaktadır. Bu hikâyeyi bana,Rahmetli Dr.Mah-
mut ÖZER anlatmıştır.Dr.Mahmut ÖZER ana tarafından Hacı Aziz oğullarındandır.Baba tarafı da Hacı Mahmut ağa
oğlu Hacı Ömer ve onun oğlu Mustafa ÖZER'dir.Hacı Mahmut ağa,İSHAKLI'ya Deresinek köyünden gelip yerleşmeiştir.Kendilerine Deresinek köyündeki kayıtlara göre AYAN oğulları ve Ayan zadeler denirmiş. 


MİNARE VE ÇARŞI CAMİİ (CAMİİ-KEBİR)
Çarşı Camii eski caminin yerine H.1330,M.1911 yılında Akşehirli Agop Kalfa ve arkadaşlarına yaptırılmıştır.22 Mt
boy,15 mt.enindedir.Minaresi eski mabetten kalmadır.Cami taş duvarlı olup,üstü eski tip çatıdır.Çatı tahta ile kaplanmıştır.Doğu,batı ve kıble tarafında üçer penceresi vardır.Çatı altına tahtadan kubbeler yapılmış olup,eski
kıtık denen sıva ile sıvanmıştır.Çatı içerisine ses küpleri konmuştur. Caminin ortasındaki boğdam üç adettir.Yanla-
rında dört'er adette beşik örtüsü kubbesi vardır.Orta kubbe ovaldir. İki adet giriş kapısı vardır.İçeriye antre sonradan yapılmıştır.Yarım yapılmış ikinci katı bulunmaktadır.Burada kadınlar namaz kılmaktadırlar.
Bir Kiliseden alınmış sütın başlıklarından kapıya söve yapılmıştır.
Doğu kapısının üstündeki kitabede :
29 Recep 1330
Bismillâhirrahmanirrahim
Gadbini,hazel mescit el şerif
Men tarif eshab hamiyyet mendan
Kitabe Türkçe olarak,Hayır severlerin yardımı ile 1330 yılında (M.1914) yenilendiğini göstermektedir.Cami-
nin yenilenmesi sırasında Hacı İsmaillerin Muzaffer Bey işin başında bulunmuş ve yapımına göz kulak olmuştur.
Eski Caminin kitabeside yine binanın doğu tarafına yerleştirilmiştir.Bu kitabeye göre ilk Cami H.863 yılı Recep ayında (M.1458 yılı) KARAMAN Oğlu İbrahim Bey'in hükümdarlığı zamanında,Şeyh Bünyad'ın oğlu Hüsrev Ali ile Mehmet Zade Mehmet ve Halil kardeşler tarafından yaptırılmıştır. Taş oymasını yapan ise Ahmet isimli bir kişidir.
Kitabe bu tarihlerde İSHAKLI'nın Karaman oğullarının siyasi hakimiyeti altında bulunduğunu göstermektedir.
Şimdi burada bir gerçeğe parmak basmakta yarar görülecektir.Eğer mezar taşlarımıza sahip olsaydık.Bu camiyi ilk yapan insanların taşlarını bulur,bu günün Türkçesi ile bilgileri mezar taşlarının yanına diker ve bu şahısları birer
Fatiha ile anardık.İlçemiz Ahmet Remzi Türbesine sonradan bizim koyduğumuz taştaki kişinin Seyyit olduğu yazılıdır.Demekki İSHAKLI mezarlığında Seyyit'te varmış.Bu bakımdan nerede eski ve eski yazılı bir taş bulursak
bunları görmezlikten gelmeyip,korunmak üzere müzeye teslim etmekte yarar görmekteyiz.

Saygı değer okurlarımızında bildiği üzere seyyid'ler peygambaerimizin neslinden gelmektedirler.Yani Peygambe
rimizin neslinden olanlara Seyyid denilir.Şimdi bu kişi bilinmemektedir.
Çarşı camiinin eski kitabesinde şu sözler vardır :
Kitabede
Bismillahirrahmanirrahim
Hazel el mescit el mübarek fi eyyam el devlet
El Sultan İbrahim bin Mehmet han haled Allah maliki
Gad bini Mehmet ve Halil bin Mehmet ve Hüsrev Ali bin Şeyh Bünyad
İhsan Allah akibetihim
Fi tarihi recep lavlı amel Ahmet senet selaten ve sittin ve sematen
ELİF HATUN CAMİSİ :
Çavuş mahallesinde Çavuş çeşmesinin karşısında bulunan caminin adıdır.Kitabesi yoktur.Ne zaman yapıldığı belli değildir.Bu caminin hemen yanında eski Hükümet Konağı olduğuna göre,bu camininde eski olduğu anlaşılmaktadır
Kerpiç ve ahşap bir yapıdır.Bu camii,1960 yıllarında Alâ'nın Mehmet Salim Özel işin başında durarak tamir ettirmiştir
Minareside yine aynu kişinin gayretleri ile halk tarafından yapılmıştır.Duvarlarından içeriye nem aldığı için,Belediye-
1989 yılında dış iki duvarına tuğla örülmüş ve nem alması önlenmiştir.Daha sonta 1993 yılında Ahmet SARISU ve Hüdayi Özel'in gayretleri ve halkımızın yardımı ile iç dekarasyonu yapılmıştır.03.Şubat.2002 depreminde ağır hasar almıştır.Yeniden tamiratı yapılmış ve Minareside yarıdan yukarısı yenilenmiştir.
KAYRAN CAMİİ :
14.05.1968 Kayran Camii,1971 yılında da Minaresi,yine Mehmet Salim Özel'in dernek başkanlığı döneminde ve onun gayratleri ile yapılmıştır.Daha önceki yazılarımızda da bahis ettiğimiz iki adet mabet sütınu caminin giriş kapısına konmuştu.03.Şubat.2002 depreminde yıkılmıştır.Yerine Ispartalı bir hayırsever tarafından BARLA ismi verilen şimdiki cami yapılmıştır.
EYÜB CAMİİ :
Pazaraltı Mahallesinde İstasyon yolunun giderken sağ tgarafındadır.Cami arsasını 1990 yılında Kepici Hacı Salim BAĞCI bağışlamıştır.Bu caminin yapımınıda o tarihteki ilçemiz müftüsü Necdet KARABAĞ takip etmiş,halkın yardımları ile 1993 te ibadete açılmıştır.1995 yılında da minaresi yapılmıştır.
ÇARŞI CAMİİ MİNARESİ :
Minare Karaman Oğulları zamanında tamamen taş ile yapılmıştır.İlk yapımı H.863,M.1458 yılıdır.Minarenin küpünün eteğine kazınan H.1219 tarihi 2.ci tamirini ve küpün üstünün,sonradan tuğla ile çevrildiğini göstermektedir.Minare 1938 yılında Bovadin li Seydi usta tarafından tekrar tamir edilmiştir.03.Şubat.2002 depreminde şerefeden yukarısı yıkılmıştır.Yenidern tamir edilmiştir.Diğer minarelerin yapılış tarihleri,camilerinin bahsinde verilmiştir.

HAMAMLAR :
1- Çok eski ve küçük bir hamam Kervansaray'ın batı tarafında vardı.Bu hamam uzun yıllar halkımızın hizmetini yerine getirmiştir.Bu hamamın sıcak suyunun,Selçuklular döneminde Kervansaray'ın içerisini dolaştığı ve kış ayla-
rında ,çeriyi ışıttığı rivayet edilir.Bu hamam son yıllarda kullanılamaz duruma gelmiş,kubbeleri yıkılmış ve harabe
bir vaziyette idi.Hamamın kayıtlı bir eski eser olup olmadığı belediye tarafından araştırılmıştır.Kitabeside yoktur.
Bu hamam 1985 yılında yıktırılmış ve yerine altı İtfaiye su deposu ve araçların garajı,üstüde lojman olarak yapılmıştır.
2- İstasyonun altlarında ve kubbesi toprak altında bir hamam bulunduğu rivayet edilir.Suyununda Pınarbaşındaki
SUVAT yerinden geldiği söylenmektedir.
3- TARİHİ ÇİFTE HAMAM :
Osmanlı Mimari sanatına göre yapılmış tarihi bir hamamdır.Bu Hamamın Fevzi DİNÇ'leri olduğunu,Torunların-
dan Hüsnü DİNÇ söylemiştir.Verdiği bilgiye göre,Osmanlı döneminde atalarından birisi bu hamamı yaptırmış ve 
kazan almak için İstanbul'a gitmiş ve bir daha dönmemiş veya orada ölmüştür.Uzun yıllar öylece kalmış olan ha-
mam ambar olarak kullanılmıştır.Yıllar sonra Galip DİNÇ bankadan kredi almış,işleri iyi gitmediğinden krediyi za-
manında ödeyememiş,borcu da Maliyeye devir edilmiştir.Maliyede alacağını alamadığı için,ipotek olan hamamı satılığa çıkarmıştır.İhalede hamamın arka kısmını Mahmut ÇİFTÇİ,ön tarafını Hacı Mustafa ve Hacı Mehmet AKYOL kardeşler satın almış,üstünde ev olan yeride Hacı İsmailler almışlardır.
Sultandağı belediyesince bu hamam 1968 yılında tamamen kamulaştırılmış ve Vakıflar Gnl.Md.ne devir edilmi-
miştir.Zaman zaman tamir edilmişsede yıllarca bitirilememiştir.Son olarak 1985 yılında tamiri bitirilmiş ve halkımızın hizmetine açılmıştır.
Hamam 26x19 Cm.ebadındaki muntazam kesme taşlardan ve ateş tuğlalarından yapılmıştır.Kitabesi yoktur.
Söküldüğü söylenmektedir.Erkekler tarafının kapı kemeri som mermerden örülüdür.
Hamamı 1990 yılında Belediye Vakıflar Gnl.Md.den kiralamış ve işletilmesini sağlamak üzere,bir başkasına kiraya vermiştir.Herkesin evinde sıcak su ve banyo olduğundan,umumi hamamda yıkanmak bir zevk işi ve evinde sıcak suyu olmayanların ve bekarların gideceği bir konuma gelmiştir.Odun ve kömür fiatlarının da çok yüksek olması hamam işleticilerine para kazandımamaktadır.Belediyenin işleticiye yardımcı olması ile bu eserin yaşaması 
sağlanmış olacaktır.
4- Çavuş Mahallesinde Mahmut ARICI'ların eski evleri olan,Kadı Zade Mehmet efendinin evinde de muntazam taş ve tuğla ile yapılmış özel bir hamama ait duvarlar bulunmaktadır.
İlçemizdeki tarihi çifte hamamın şu anda bile ilçeye fazla gelmesi,yapıldığı yıllarda İSHAKLI'nın oldukça işlek bir yer olduğunu göstermesi bakımından bi tanıktır.

İSHAKLI'nın NASREDDİN HOCA'ya YAKIN ŞEHİR OLMASI ve BAZI İLÇEDEKİ ŞAKALI SÖZLER :
Anadolu'nun şirin,yeşilliği bol,iki gölün ve dağın eteğindeki ve Akşehirdeki Nasreddin Hocayada yakın bir ilçe merkezinin gelişmemesi BİLGE insanların kendilerine yer bulamayıp,İSHAKLI'yı terk etmelerinden mi ? diye düşün-
meden edemiyoruz.
Burada Nasreddin Hocamızdan bahis ederken,onun büyük gülmece ustalığından birer nebzecikte ilçemizdeki in-
sanlara geçtiği inancındayız.Burada bir kaç örnek vermekte yarar bulunmaktadır.
1- İshaklı halkından Boşnak oğlu Ahmet TOYKAN (İshaklı Belediye iken Belediye Zabıta Memuru imiş) çavuş Mahallesi halkından ve istiklâl savaşı gazilerinden,çok sinirli olan ve çabuk kızabilen Kel Ali GÖKDEMİR'e ,fakir ol-
duğu için bir lâstik ayakkabı alıvermiş.Ali Ağa (GÖKDEMİR) bu harekete çok sevinmiş.Kel Ali aga çarşıya geldikçe ve
kahvelerin önlerinde,halkın içinde iken,Boşnak oğlu Ahmet efendi (TOYKAN) Kel Ali'nin yanına gelir,lastikleri eliyle yoklar ve bakar der ki :
--Ali aga sen bu ayakkabılar ile sivri taşkara ve çamurlara basmışsın,böyle olur mu? Çabuk eskiteceksin.Diyerek kızdırır.Ali aga sinirlenir ve cevap verir.
--Ulan bir çift lastik aldın,bana Maraş talimi miyaptıracaksın.Ne ulan bu,oraya basma buraya bas,çamura basma kuruya bas. Der ve ayakkabıları çıkarır atar. Sonra kendisinin kızdırılmak için böyle söylendiğini anlatırlar ve ayakkabıları tekrar giyer.

2-İshaklı Dereçine köyünden Öğretmen Mehmet Emin KANDEMİR'i,emekliliğine yakın bir zamanda ilçenin Karapınar kasabasına tayin ederler.O tarihte vasıta yok,gidilip gelinmez bir yer olduğu için,Öğretmen Mehmet Emin bey Afyonkarahisar'a gider ve Milli Eğitim Müdüründen kendisinin Karapınar'a gönderimemesi için istekte bulunur.
--Yapmayın,etmeyin bu yaştan sonra Karapınar'a gidilir mi ? Ömrüm köylerde geçti .
Müdür bey cevap verir.
--Hocam seni,biz eleman diye diye oraya verdik. Der.
Mehmet Emin bey cevap verir.
-- Ben size El-aman diyeyim yapmayın. der. Yinede Karapınar'a gönderirler ve oradan da emekliye ayrılır.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder